HASAN HÜSEYİN'DEN MANİLER


1/"ekinim  var  harmanım yok"

çağla dalda pıtırdak
yiyek yiyek oturak
boş mu geçsin günümüz
maniye mani katak

kata kata katılmış
sata sata satılmış
bu ne biçim düzen bu 
çağ dışına atılmış

ocağım var aşım yok
gömütüm var taşım yok
dost ağlar düşman güler
devletim var işim yok

abece görmemişem
okuma bilmemişem
kulak duyar göz görmez
bu gözü n'eylemişem

vuran vurdu bize oy
gurbet koydu bize oy
biz toprağa doymadık
toprak doydu bize oy

ayranım yok içmeğe
yol bulamam geçmeğe
su başları tutulmuş
oy veririm seçmeğe

kerpiç kestim güneşe
kuruttum köşe köşe
yel yıktı sel götürdü
beyler çöküştü başa

fareye sıçan derler
vurguna kaçan derler
yatana sahip çıksan
sen kimsin haçan derler

elimden tutma yeter
önümden gitme yeter
bu dünya hep mi pislik
kargalık etme yeter

dağları deldim sana
yolları serdim sana
çek elini dünyamdan
cenneti verdim sana

toprağı ektim buyur
denizi çektim buyur
sen efendi ben uşak
kavgayı seçtim buyur

gidişi sapık bildim
soyguna yatık bildim
ben sövgüyü a dostlar
ekmeğe katık bildim

aç doymaz esnemekle
yol bitmez beklemekle
yıkılır mı korkuluk
yıkılasın demekle

sen söyle ben yazayım
derdi derde dizeyim
ver elini bana ki
bu düğümü çözeyim



2/ ''gel gör beni içerden''

çay boyu selvi kavak
üstünde döner çaylak
açlık yemiş güzeli
çirkinse çırılçıplak

olta attım ipi yok
balta tuttum sapı yok
nere gitmiş bu evler
pencere var kapı yok

güne reyhan ekerim
çörtenden su çekerim
gidenim dönsün diye
yastığa yaş dökerim

yoncalar biçildi mi
mor çiçek seçildi mi
bu nasıl dünya böyle
sevgiden geçildi mi

serçe kuşu serçecik
bilekleri incecik
yiğidimi astılar
uzun boylu gencecik

soba kurdum tütüyor
tütün göğü tutuyor
düştü düşman alına
taş zindanda yatıyor

oy bahçeler bahçeler
bahçede kuzu meler
vura vura götürdü
yavrumu haramiler

sudur akar durulur
yeldir eser yorulur
hak diyenin koluna
kelepçe mi vurulur

gelen gitti gelen gitti
ağlayan gülen gitti
yel eğri toprak bozuk
gül ektim diken bitti



3/ ''arı gibi her çiçekten alırsın''

yel eser yücelerden
türküler hecelerden
göz değil yalım ateş
sürmesi gecelerden

avluda koruk asma
asmaya bakraç asma
yolumu bir kız kesti
sesi sözünden yosma

elma büyür dal esner
türkü vuru tel esner
ne çabuk da büyümüş
göğüs titrer bel esner

su akar ince ince
suya yıldız değince
dut mu yedin güzelim
dudakların ballıca

ince bellere kurban
tatlı dillere kurban
çay yapmış keklik kanı
yapan ellere kurban

kirazlar yetti mi kız
maydanoz bitti mi kız
kuytu kuytu öptüklerim
söz olup gitti mi kız

gülü sarmış sarmaşık
ay selviye dolaşık
çağla yemiş güzelim
ondan dili kamaşık

dağ dağ üstünde durur
dağlara güneş vurur
ben sevdim eller sardı
içimde çaylar kurur

elin elimde gerek
gözün gözümde gerek
öz oldum özlemekten
yüzün yüzümde gerek

elmayı soyar ince
tepsiye dizer gonca
sevmişsin neye yarar
ekmeğin olmayınca

cevize attım kolan
sallan sevdiğim sallan
el ele değmemişse
ne dense hepsi yalan

tohumum yaprak oldu
savruldu toprak oldu
ah dedim oh demedim
saçlarım ak pak oldu

sevenler gelmiş gitmiş
sevmek gelmiş gitmemiş
elimizde solan çiçek
üzerimizde bitmiş

kara baktım gülleşti
çaya baktım selleşti
kara kuru bir kızdı
ben sevdim güzelleşti

kirpiyi ellemeli
acıyı dillemeli
sevmek nedir bilmezin
anasını bellemeli